g- İftirâ:

Yukarıda sayılan gıybet, ayıp arama, sû-i zan yasakları, aynı zamanda nâmus ve şerefi koruma için tedbirlerdir. İftirâ ve özellikle nâmusa/iffete iftirâ da bunların başında gelir. "İffetli, habersiz mü'min kadınlara zinâ isnâd edenler dünya ve âhirette lânetlenmişlerdir. Kendi dilleri, elleri ve ayakları yapmış olduklarına şâhidlik ettikleri gün onlar büyük azâba uğrayacaklardır..." (24/Nûr, 23-24) "Mü'min erkek ve kadınları, yapmadıkları bir şeyden ötürü incitenler şüphesiz iftirâ etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olurlar." (33/Ahzâb, 58) meâlindeki âyetler, iftirânın, nâmus ve şereflere dil uzatmanın çirkinliğini, ağırılığını açık şekilde ortaya koymaktadır. İffete iftirânın (kazf) cezâsı yalnıca âhirette değildir; dünyada da maddî ve mânevî cezâsı vardır; İslâm devleti, müslüman ve ahlâklı kadınların nâmusuna dil uzatan, iffetli kadına fâhişe diyen kimselere çok ağır cezâlar vermek zorundadır.