d- Çocuk Düşürmek ve Kürtaj (Çocuk Aldırma):

Evliliğin gâyelerinden birisi ve belki en başta geleni, neslin devamı, müslümanların çoğalmasıdır. Bu yüzden gebeliği önlemenin tamamen serbest/mubah olmadığı vurgulanmıştır. Bununla birlikte, meşrû bir sebebe bağlı olarak, çocuk istemeyen çiftin, karşılıklı rızâ ile doğum olmasın diye tedbir alması câizdir. Alınan tedbirlerin en eskisi ve Hz. Peygamber zamanında tatbik edileni azildir. Azil, birleşmenin sonuna doğru erkeğin çekilmesi ve erlik suyunu dışarı akıtmasıdır. Sahâbeden Câbir'in ifâdesiyle Kur'ân-ı Kerim nâzil olurken sahâbe azli tatbik ederlerdi; bunu yasaklayan bir âyet nâzil olmadı (Buhârî, Nikâh 96; Müslim, Talâk 26, 27). Rasûlullah'a azlin hükmü sorulduğu zaman bunu men etmedi; ancak, Allah'ın dilediği zaman çocuğu yaratacağını, buna engel olunacağının düşünülmemesini ifade buyurdu (Buhârî, Büyû' 109; İbn Mâce, Nikâh 30).



Çocuğu aldırmak veya ilkel usullerle düşürmek azle benzemez. Azilde henüz vücuda gelmemiş bir varlığın oluşmasını engelleme söz konusudur. Burada ise, hem bir insan çekirdeğinin imhâsı, hem de ana hayatının tehlikeye düşürülmesi bahis konusudur. Düşürme ile aldırma (kürtaj) arasındaki fark, ananın sağlığı yönünden önemlidir. Her ikisi de câiz olmamakla beraber düşürmede ananın hayatı tehlikeye girdiği için sakıncası daha da büyük olmaktadır. Uzman ve müslüman bir doktorun, anayı kurtarmak için ceninin alınmasına karar vermesi halinde zarûret prensibi işler ve bu takdirde çocuğu almak câiz olur.