d- Resim:

Heykel şeklinde olmayan, kâğıt, sergi, örtü, duvar gibi yerlere yapılan resimler hakkındaki hadisler bunun mutlak olarak haram veya helâl olduğunu göstermiyor; resmin konusuna, ressam veya resmi kullananın maksadına ve kullanıldığı yere göre çeşitli hükümler getiriyor. 1) Mukaddes sayılan, tapınılan, tanrılık izâfe edilen şeylerin ve tâğutların resimlerin yapmak ve kullanmak haramdır. 2) İslâmî ahkâm ve ahlâka aykırı olan çıplak insan vb. resimlerini yapmak ve kullanmak da haramdır. 3) Bunların dışında kalan resimlerden canlılara ait olmayanları mubahtır, yapmak ve kullanmak serbesttir. Nitekim İbn Abbas bir ressama, resim yasağını naklettikten sonra şöyle demiştir: "İlle de yapacaksan ağaçların ve ruhu olmayan şeylerin resimlerini yapman gerekir." (Buhârî, Büyû' 104; Müslim, Libâs 99) 4). Canlılara gelince, hadislerden bir kısmı Peygamberimiz'in bunları tasvip etmediğini, diğer kısmı ise, özellikle çiğnenen sergide, yaslanılan yastıkta, oturulan minderde... olduğu zaman câiz gördüğünü ifade etmektedir. Bunlardan çıkan netice, böyle resimlerin -dinî bir takdis ve ta'zîme götürmedikçe- câiz olduğudur. Titizlik gösterilen nokta, tevhîdin korunmasıdır. Tahâvî'nin şu ifadesi bu anlayışı destekliyor: "Rivâyet ettiğimiz hadisler, elbise üzerindeki resimleri, yasaklanan resimlerin dışına çıkarmaktadır. Yasaklanan resimler, hıristiyanların kilise duvarlarına yaptıkları veya bezlere yapıp astıkları resimler kabilinden olanlardır." (Tahâvî, Şerhu Maâni'l-Âsâr, 4/282-288)



Resim (sûret) hakkındaki hadislerden anlaşıldığına göre Rasûlullah, önceleri, tevhid inancı ruhlara yerleşinceye kadar resim hakkında titiz davranmış, sonraları mahzuru olmayan noktalarda ruhsatlar vermiştir. Bazı âlimler, canlı-cansız ayrımını göz önüne alarak mücessem (üç boyutlu, gölgeli) olmayan veya hayatî bir uzvu eksik bulunan resimleri de cansızlara katmış, câiz görmüşlerdir. Çünkü bunların, mezkür şekil ve eksiklik içinde canlı olmaları mümkün değildir.