Yeme İçmeyle ilgili Haramlar Konusunda Bazı Hadis-i Şerifler:

“Her kim helâl lokma yer, Sünnet (Şeriat) gereğince amel eder ve insanlar da onun kötülüklerinden emin olurlarsa, mutlaka cennete girer.” Bunun üzerine bir adam: “Yâ Rasûlallah, bugün halk arasında bu (vasıfta kişiler) pek çoktur’ dedi. Rasûlullah (s.a.s.) buyurdu: “Benden sonraki asırlarda da bulunacaktır.” (Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme 22, hadis no: 2640)



“Kim, helâl kazancından bir hurma değerinde bir sadaka verirse -ki Allah helâl maldan verilen sadakadan başka hiçbir sadakayı kabul etmez- işte Allah, bu helâl sadakayı sağ eli ile kabul eder. Sonra o tek hurma değerindeki sadakayı dağ gibi oluncaya kadar, sizin birinizin sütten ayrılmış tayını büyütüşü gibi, sadaka sahibi için dikkatle büyütür.” (Buhârî, Zekât 14, Tevhid, 57; Müslim, Zekât 63; Tirmizî, Zekât, 28, hadis no: 656; Nesâî, Zekât 48, hadis no: 2515; İbn Mâce, Zekât 28, hadis no: 1842)



"Hiçbir kimse el emeğinden daha hayırlı yiyecek yememiştir ve Allah'ın peygamberi Dâvud da el emeğini yerdi." (Buhârî, Büyû' 15)



“Allah, haramdan verilen hiçbir sadakayı ve abdestsiz (su veya toprakla temizlenmeden) de hiçbir namazı kabul etmez.” (Ebû Dâvud, Tahâre 31, hadis no: 59; Nesâî, Zekât 104, hadis no: 139; İbn Mâce, Tahâre 2, hadis no: 271-274; Dârimî, Tahâre 21, hadis no: 692)   



“Âdemoğlu, midesinden/karnından daha şerli/fena bir kap doldurmamıştır. Belini doğrultacak birkaç lokmacık ona yeter. Yok, birkaç lokma ile yetinmeyecekse (nefsinin galebesiyle) ille de midesini dolduracaksa hiç olmazsa onu üçe ayırsın:   (karnının) üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğine/suya, üçte birini de nefesine (ayırsın, üçte birden fazlasına yemek koymasın).” (Tirmizî, Zühd 47 -2381-; İbn Mâce, Et’ıme 50 -3349-)



“Mal, yeşil (taze) ve tatlıdır. El açıklığıyla (cömertlik ve ikramla) onu ele geçirenin malına bereket verilir. İnsanlara zulmetmek için kazananın malı ise bereketlenmez. Onun durumu, yiyip doymayan kimse gibidir. Üstteki el, alttaki elden hayırlıdır.” (Buhâri; Askalani, S. Buhâri Şerhi, c. 3, s. 335)



“Benden sonra, ümmetim için üç hususta korkuyorum. Bunlar, sapık arzular, bilgiden sonra gaflet, çok yemek ve şehvetlere tutulmaktır.” (Câmiu’s Sağîr, 1/13)



“Yiyin, için, sadaka verin ve giyinin. Ancak kibirlenmeyin ve israf etmeyin. Şüphesiz Allah (c.c.) nimetinin eserini (görüntüsünü) kulunun üzerinde görmek ister.” (Buhârî, Libas 1, 7/182; İbn Mâce, Libas 23, Hadis no: 3605, 2/1192;   Nesâi, Zekât 66; K. Sitte, 16/361)



“Gerçekten Allah, çalışıp kazanan mü’min kulunu sever.” (İbn Kesir, c. 4, s. 397)



“İnsanların yediği şeylerin en temizi (helâli), kendi kazancından olanıdır ve kişinin çocuğu onun kazancındandır.” (Ebû Dâvud, Büyû’ 77, hadis no: 3528; İbn Mâce, Ticâre 1, hadis no: 2137-2138; Nesâî, Büyû’ 1, hadis no: 4427-4430; Tirmizî Ahkâm 22, hadis no: 1372; Dârimî, Büyû’ 6, hadis no: 2540)



"Ehlî eşekler, onların atları, katırları, vahşi hayvanlardan her bir kesici dişi (köpek dişi) olan, kuşlardan da pençeleri olanlar haramdır." (Ebû Dâvud, Et'ıme 26, hadis no: 3790, 33, hadis no: 3806; Nesâî, Sayd 30, 31; Buhârî, Zebâih 29; Müslim, Sayd 12-16; Tirmizî; Et'ıme 1,hadis no: 1477, 1478, 1479; İbn Mâce, Sayd 13, hadis no: 3232, 3234)....... ................. ................. ................. ................. .................



"Allah Teâlâ hastalığı da ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç var etmiştir. Öyleyse tedâvi olun. Ancak haram olan şeyle tedâvi olmayın." (Ebû Dâvud, Tıbb 11, hadis no: 3874)



“Allah sizin için haram kıldıklarında şifâ yaratmamıştır.” (Tâc, c. 3, s. 212)



“Alkollü içkiler devâ değil; derttir.” (Câmiu’s Sağîr, 1/72)



“Allah, alkollü içkileri içen kişiye Cehennem’de azab göreceklerin irinlerini içirmeye and içmiştir.” (Tâc, c. 3, s. 145)



“...İçki içme. Çünkü içki, bütün şerlerin/kötülüklerin anahtarıdır.” (İbn Mâce, hadis no: 4034)



“Her sarhoşluk veren şey hamrdır ve her hamr haramdır” (Müslim, Eşribe 73-75; Buhârî, Edeb 80, Ahkâm 21)



“Çoğu sarhoş eden şeyin bir avucu da haramdır.” (Tirmizî, Eşribe 3; Ebû Dâvud, Eşribe 5; Nesâi, Eşribe 25) “Allah'a ve âhiret gününe iman eden kimse, üzerinde içki içilen sofraya/masaya asla oturmasın!” (Tirmizî, Edeb 43; Ebû Dâvud, Et’ıme 18)



“Allah şaraba (alkollü içkilere), yapanına, yaptıranına, taşıyanına, taşıtanına, alım satımında bulunanına, parasını yiyenine, kendisi için satın alınanına, garsonuna ve içenine lânet etti.” (Tirmizî, Büyû 58; İbn Mâce, Eşribe 6)



“İçki içilmesini yasaklayan Allah Zülcelâl, içkinin alım ve satımını da haram kılmıştır.” (Müslim, hadis no: 930)



"Allah bir şeyi haram kılınca, onun bedelini de haram kılar." (Ebû Dâvud, Büyû' 38, 63, 64)



“Kazancın en şerlisi zinâ bedelidir.” (Müslim; S. Müslim  ve Ter. M. Sofuoğlu, 5/87)



Ebû Cuhayfe (r.a.) şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.s.), kan alma bedelinden, kadın kölenin (haram olan) kazancından neyetti. Ve yine Rasûlullah döğme yaptırana, ribâ (fâiz) yiyene, ribâ kazancı yediricisine lânet etti. Sûret yapan musavvir kişiye de lânet etti.”  (Buhârî, Büyû’ 180)



“Fâiz, yetmiş çeşidi olan günahtır. Bunların en hafifi, erkeğin kendi annesi ile zinâ etmesi (veya evlenmesi) günahı kadardır.” (İbn Mâce, Ticâret 58, hadis no: 2274)



Câbir bin Abdullah (r.a.) şöyle der: “Rasûlullah (s.a.s.); Ribâyı (fâizi) yiyene, yedirene, kâtibine ve şâhitlerine lânet etti ve “Bunlar, eşittirler” buyurdu.” (Müslim, Müsâkat 106; Tirmizî, Büyû’ 2, hadis no: 2277; Nesâî, Ziynet 25, hadis no: 5071-5073)



“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, fâiz yemeyen hiçbir kimse kalmayacaktır. Kişi, fâiz yemese bile, kendisine onun buharından/tozundan bulaşacaktır.” (Ebû Dâvud, Büyû, 3, hadis no: 3331; İbn Mâce, Ticâret 58, hadis no: 2278; Nesâî, Büyû’ 2, hadis no: 44333)    



"Fâizi yemek için hileli yollara saptığınız, öküzlerin kuyruklarına yapışıp ziraatla geçindiğiniz ve cihadı terk ettiğiniz zaman Allah üzerinize zilleti (aşağılanma, horlanma, zaafa düşmeyi) musallat kılar ve dininize dönmedikçe onu üzerinizden sıyırmaz." (Ebû Dâvud, Büyû' 54)



“Haramla beslenen vücut (cennete girmez;) ona ancak ateş yaraşır.” (Mişkâtu’l Mesâbih, hadis no: 2787; Keşfu’l Hafâ, hadis no: 2632)



"...Bir kimse ellerini semâya kaldırarak: 'Ya Rabbi, ya Rabbi, diye duâ eder. Halbuki, yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, kendisi haramla beslenmiş olursa, duâsı nasıl kabul edilir?" (Müslim, Zekât, 65; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an, 3173; Dârimî, Rikak 2720)



"Kim helâl lokma yer, Sünnet (Şeriat) gereğince amel eder ve insanlar da, onun kötülüklerinden emin olurlarsa, o kişi muhakkak cennete girer." (Tirmizî, Sıfatu'l Kıyâmet, 2640)  



 “Sizden birinin ipini alarak odun demetini sırtlanıp onu satması, -Allah onu dilencilikten korusun- versinler, vermesinler dilenmesinden daha hayırlıdır.” (Askalâni, S. Buhâri Şerhi, c. 3, s. 335)



"Gümüş kaptan bir şey içen kimse karnına cehennem ateşi doldurmuş olur." (Buhârî, Eşribe 28; Müslim, Libâs 1; İbn Mâce, Eşribe 17). Müslim'in bir rivâyetinde: "Gümüş ve altın kaplardan yiyen ve içen kimse..." şeklindedir. (Müslim, Libâs 1)