b- Bireylerin İstihlâfı/Halife Kılınması:

Bu tür istihlâf, devlet başkanları için söz konusudur. Bireylerin istihlâfı bağlamında Hz. Davud örnek verilir:



"Ey Davud! Şüphesiz seni, yeryüzünde halife (hükümran, iktidar sahibi) kıldık. Öyleyse, insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma. Yoksa seni Allah yolundan saptırır. Doğrusu, Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin azap vardır." (38/Sâd, 26).



Bu ayet, iktidar sahiplerinin kendi arzu ve heveslerine, istek ve tutkularına göre değil; adalet esaslarına göre yönetmelerini açıkça vurguluyor. Bilindiği üzere Hz. Davud, dinî ve siyasî otoriteleri birleştiren, hem bir peygamber, hem de İbranilerin başında bir hükümdardı (Bkz. 2/Bakara, 246-250).



Bireylerin istihlâfı için, ayrıca imam (2/Bakara, 124) ve melik (5/Mâide, 20) kelimeleri de kullanılır. Kur'an-ı Kerim'de halife kavramı, yalnızca Hz. Davud için siyasi bir içerikle kullanılmıştır. Devlet ve toplulukların istihlâfı ise, ancak siyasi iktidar ve nesil değişikliği çevresinde siyasi-sosyal bir anlam kazanır. İslam siyasi tarih ve edebiyatında halife kelimesi, bu kavramlarla bağlantılı olarak terimleşmiştir.[16]