Otorite Değişimi

Bu politikalarını daha bir derinleştirmek için Emperyalizm, tüm ilerlemealanlarını ve gelişme fırsatlarını, kendilerinin kurdukları öğretim kurumlarından mezun olanlara hasretmişti. Çünkü Emperyalizm, iyi etüt edilmiş sağlam bir planla ve bu konuda dikkatle uygulanmış programla gelmiş idi. Bunun doğal bir sonucu olarak şu durum ortaya çıktı: Dünyada rahat bir şekilde yaşamak isteyen ve yükselmeyi arzu eden hatta yalnızca hayatta kalmayı arzu eden herkesin önündeki tek çıkar yol, çocuklarını bu öğretim düzenine teslim etmekti; ki bu düzen onları dinlerinden ve değerlerinden uzaklaştırsın,diye. Emperyalizm bu planını en geniş ve yaygın ölçüleriyle doğu ya da batıda olsun İslam ülkelerinin tümünde uygulamaya koydu. Yani nereye gittiyse bu uğursuz programını uyguladı. Bu konuda İngiliz Emperyalizm’i yalnız değildir. Aksine Belçika, Fransa ve Alman Emperyalizmi gibi diğer tüm empeyalist güçler de aynı uygulama içerisinde olmuşlardır. Kısacası Emperyalistlerin girdiği her İslam Ülkesi’nde aynı tuzak kurulmuştur.



Diğr taraftan, kendi eğitim kurumlarından mezun olan kimselere hükümetin işlerinin yütülmesinde ve iktisadi alanlarda görev vermek konusunda emperyalizmin izlediği politika öyle bir izlenim uyandırmıştı ki, kişi İslam’ın etkilerinden ne derece uzak ise o derece yüksek bir mevkie yükselebilirdi. Hiç kuşkusuz bu cinayet politikası, yazılı bir hale getirilmemiş ve kanun şekline sokulmamıştı. Zaten durum da bunun yazılı bir metin haline getirilmesini ve memurlarla ilgili tüzüklere geçirilmesini gerektirmiyordu. ancak uygulama ve idare planlama, genel ve özel çizgileriyle şu gerçeği ortaya koyuyordu: memur, pratik yaşayışında İslami renkten ne derece soyutlanırsa, ve ne kadar batıcı bir hayat yaşarsa, ilerleyebilmek için o kadar şans sahibi olur ve fırsat ele geçirirdi. Böylelikle yönetimin belli başlı noktalarına, adı müslüman olan, fakat İslam ile ilgili olarak isminden öteye birşey bilmeyen kimselerin gelmesi için emperyalistlerin aşamalı bir uygulama içerisine girdikleri görülüyordu. Fazla süre geçmeden bu uygulamanın sonuçlarını gördük: kilit görevler bu tür müslüman (!) kimselerin eline geçti. Tüm iktisadi alanlar (yani toplumun can damarları) kapılarını ancak bu türden kimseler açık tutuyordu. Aynı politikanın tüm İslam Ülkelerinde uygulamaya konulduğu da görüldü. İslam Ülkelerinden hangisine giderseniz gidiniz a’dan z’ye kadar herşeyiyle bu politikanın karşınıza dikildiğini göreceksinizdir.