Kebâirin Özellikleri:

Büyük günahları Peygamberimiz ‘el-Mübikât’ yani mahvedici diye nitelemiştir. Çünkü bunlar kesinlikle yasaklanan şeylerdir. Kim onları bilerek, ısrarlı bir şekilde işlerse, şüphesiz ki o kişi Allah’ı yeterince sevmiyor ve O’ndan çekinmiyor demektir.



Kesin ifadelerle yasaklanan haramların karşılığı da büyük günahtır. İnsan, beşer olduğu için bazen hata yapabilir, günah işleyebilir. Günah işlemek onun yaratılışında vardır. Allah, insanın bu karakterini bildiği için, elçiler ve kitaplar gönderip insanı uyarmıştır. Günahları gösterip onlardan sakındırmıştır. Bütün günahların insana ve topluma zararlı olduklarını söylemeye gerek yoktur. Korkusuzca işlenen günahlar insanın kendi hayatında ve içerisinde yaşadığı toplum hayatında mutluluğu yok eder.



İslâm, birtakım davranışların hata olduğunu bildiriyor ve onların yapılmasını yasaklıyor. Bu aynı zamanda bir denemedir. İnsanlar bu denemeden geçerlerse, mükâfat veya ceza alabileceklerdir. Günahsız olanlar yalnızca melekler ve peygamberlerdir. İnsan hata edebilir ve günah işleyebilir. Onun yapması gereken günah işlememeye çalışmaktır. Günah işlediği zaman da, tevbe ve istiğfar etmek, günahta ısrar etmemektir.



Büyük günahlarının hangileri olduğu konusunda farklı görüşler vardır. Bunların sayısını sınırlamak oldukça zordur. Farklı hadislerde farklı rakamlar verilmektedir. Günahın büyüklüğü biraz da işlenilen ortama göre ortaya çıkabilir. Ayrıca küçük günahta ısrar etmek onu büyük günah haline getirir. Ebû Ishak el-İsfarâinî’nin, “Günahların hepsi büyüktür, içlerinde küçük günah yoktur” sözünden amacı, ‘derece yönünden bütün günahlar birdir. Karşı cinse eğri gözle bakmakla, zina etmenin günahı aynıdır’ demek değildir. İsyana sebep olmaları açısından hepsi de büyüktür. Bununla beraber bir kısmı diğerlerinden daha büyüktür. Peygamberimiz (s.a.s.); “Küçük günahlardan sakının” (Ahmed Bin Hanbel, 5/331) buyurmaktadır



‘Kebâir’; üzerinde tehdit (korkutma) gerçekleşen veya şeriat tarafından bir ceza takdir edilen yahut açıkça yasaklanmış günahlara denir şeklinde de tanımlanmaktadır (Elmalılı, 7/29). Âlimlerin çoğuna göre oruç, namaz, abdest gibi ibadetlerle affedilebilecek günahlara küçük günah denilir. Mesela, kabul edilmiş bir hac, o yıl işlenilen günahlara kefarettir, Cuma namazı bir haftalık günahlara kefarettir, şehidlerin kanları bütün günahlarını siler gibi. Ancak, öyle günahlar vardır ki bunları hiç bir ibadet silemez. Meselâ adam öldürme günahını başka hiç bir ibadet affettiremez. Katil olan kimse onun cezasını çekmeli, bedelini ödemelidir. Bu tür günahlara ancak şeriatın uygun gördüğü cezalar karşılık olabilir.



Bir hadise göre büyük günahların sayısı dokuz tanedir: Şirk koşmak, haksız yere adam öldürmek, temiz bir kadına zina iftirası atmak, zina yapmak, düşmana hücum zamanında kaçmak, sihirbazlık, yetim malı yemek, ana-babaya karşı gelmek; emredileni yapmamak ve yasakları yapmak yoluyla doğruluğu terk etmektir (Ebû Dâvud, Vesâya 10, hadis no: 2875, 3/116; Nesâî, Tahrîm 3, 7/81).



Büyük günahları kimileri 17, kimileri 70, kimileri 100, kimileri daha çok saymışlardır. Büyük günahların kaç tane olduğundan daha önemlisi İslâm'ın davranışlara getirdiği ölçülerdir. Hakkında kesin delil ile yasak olan şeyi yapmak günahtır ve insana vebal kazandırır. İster büyük olsun ister küçük olsun günahları çekinmeden işlemek, insandaki takvâ duygusunun (Allah’a karşı sorumluluk bilincinin) azlığındandır. Şüphesiz, büyük günahların en büyüğü Allah’a şirk koşmaktır. Şirk koşanın ‘küfr’e düşeceği açıktır. Diğer büyük günahları işleyenlere ‘fâsık’ denilmiştir. Onlar günahın haramlığını inkâr etmedikleri müddetçe müslümanlardır ve onlar için tevbe kapısı açıktır.[70]