GÂSIB

Başkasının mülkiyetinde olan birşeyi haksız yere ve göz göre göre kendi mülkiyetine geçiren kimse anlamında bir fıkıh terimi. Gasbedilen mala "mağsûb", asıl mülk sahibine de "mağsûbun minh", bu olaya ise "gasp"* denir.



Gasp, Kur'an, sünnet ve icmâ ile yasaklanmıştır. Kur'an'da şöyle buyurulmaktadır: "Ey inananlar, mallarınızı aranızda bâtılla (haksız yere) yemeyin. Kendi rızanızla yaptığınız ticaret olursa başka" (en-Nisâ, 4/29).



Hadîs-i şerifte ise şöyle buyurulmaktadır: "Kendi rızası olmadıkça bir müslümanın malı başkasına helâl olmaz" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 22).



Hırsızlığın gasbdan farkı, gizli yapılmasıdır. Bu sebeple ayrı bir statüye tabidir.



Gâsıb kişi gasbettiği malı, o mala verdiği zararları ve sözkonusu malı mülkiyetinde bulundurduğu müddet içerisinde o malın sağladığı gelir ve kazancı asıl hak sahibine geri vermekle mükelleftir. Gasbettiği mal onun tasarrufundayken helâk olmuşsa, ya onun benzerini ya da bedelini öder. Çünkü yüce Allah, "Kim size saldırırsa, onun size saldırdığı kadar siz de ona saldırın" buyurmaktadır (el-Bakara, 2/ 194).



Başkasına ait olan birşeyi alanın gâsıb sayılabilmesi için gasbedilen şeyin mütekavvim mal olması gerekir. Meselâ domuz, içki gibi şeyler, müslümanlar tarafından mülk edinilemezler. Bu sebeple bunları gasbeden gâsıb sayılamaz. Ancak bu gibi şeyler, hristiyanlar tarafından mülk edinilebildikleri için müslüman biri, bir hristiyanın bu tür mallarını gasbedecek olursa, değerlerini geri ödemekle mükelleftir (Geniş bilgi için bk. Gasp).



M. Sait ŞİMŞEK