Hadislerde Felâh

Hadislerde felah, genellikle "Allah'ın affına ve afiyete mazhar olma, O'nun rızasını elde etme" şeklinde tanımlanmış (Müsned, I/ 257, III/ 127); Allah'ın birliğine inanıp şirkten uzak duran (Müsned, III/ 492, IV/ 341), Hz. Peygamber'in yolundan giden ve fitneden uzak kalabilen mü'minlerin felaha erecekleri müjdelenmiştir.



İslâmiyet, samimi bir imana sahip olunması yanında, inanılan her güzel ve faydalı işin hayata geçirilmesine de önem vermekte, dünya ve ahiret saadetinin iman ve amel-i salih uyumuna bağlı olduğunu kabul etmektedir. Yani, amel-i salih olmadan gerçek anlamda imanın olmayacağı belirtilmiştir. Dinin ve dindar olmanın amacı, samimi bir imanla birlikte ibadet şekilleri, ahlak kuralları ve insanlar arası münasebetlere dair dinin sunduğu pratikleri uygulamak suretiyle fert ve toplum hayatının huzurunu sağlamak ve ebedî hayatın mutluluğuna ulaşmaktır.



Zemahşeri, Bakara suresinin beşinci ayetinde geçen "müflihun" kelimesini açıklarken şöyle der: Müflih, gayesine ulaşan kişi demektir. Sanki bu kişi için bütün başarı yolları açılmış ve önünde hiçbir engel kalmamıştır. F-l-h, aslında yarmak ve açmak anlamındadır. Felaha eren kişi, bir çeşit zafer ve başarı yollarını yarıyor, gayeye giden yol, âdeta ona açılıyor demektir.