4) Dünya İçin Talep Emri:

"İslam dinini diğer pek çok din ve sistemden ayıran bir husus, dünya ve âhiret, madde ve mana, ruh ve beden muvazenesidir. Bunlardan biri, diğeri için feda edilmez. Her ne kadar  âhiret düşüncesini zihinlerde daima canlı tutmak isterse de dünyanın ihmal edilmesini  talep etmez. Bilakis dünyanın da unutulmaması, ihmal edilmemesi tenbih edilir. Kur'ân-ı Kerim bazı âyetlerinde gerçekten âhireti hiç düşünmeden sadece dünyayı talep edenleri kınarken, diğer bazı ayetlerinde  de hem dünya ve hem de âhireti talep edenleri takdir  eder ve ayrıca "dünyadaki nasibini unutma" (28/Kasas, 77) der. Dünya ve âhireti  beraberce talep etmeyi emreden ayetlerden biri de şudur:"İnsanlardan: "Rabbimiz! Bize dünyada ver" diyenler vardır. Öylesine âhirette bir pay yoktur. "Rabbimiz! Bize dünyada iyiyi, âhirette de iyiyi ver, ateşin azabından koru" diyenler vardır. İşte onlara  kazançlarından ötürü karşılık vardır." (2/Bakara, 200-202). (Bunu  tamamlayan) bir diğer âyet de meâlen şöyle:



"Dünyayı isteyene -istediğimiz kimseye dilediğimiz miktarda- hemen veririz. Sonra ona cehennemi hazırlarız, yerilmiş ve kovulmuş olarak oraya girer. Âhireti isteyip, inanmış olarak onun için gerekli çalışmada bulunan kimselerin, işte onların çalışmaları  meşkur (makbul) olur. Her birine, onlara da, bunlara da Rabbinin vergisinden birbiri ardınca veririz. Rabbinin vergisi kimseden men edilmiş değildir" (17/İsrâ, 18-20).