B- İslam'ın Beden Gücüne Karşı Tumumu...

Bu güç, İslam’ın açık seçik, eksiksiz ve kuvvetli bir şekilde tanıdığı güçtür. Karanlık ve kapalı bir tarzda değil, aksine, apaçık ve kuvvetli bir ışık arkı altında tanıyıp kabul ettiği güç...



İslam, bu gücü tanımakla da kalmaz, ayrıca akıl ve ruh gücünü nasıl terbiye ederse, bunu da eğitir ve terbiye eder. Bu işi, itip kakmak suretiye rezil veperişan ederek değil de, temizleyerek ve arılayarak yapar.



İslam, haddi zatında hayati gücü, bedeni, ne kirletir; ne küçümser ve ne de ondan nefret eder. Asla, “Beden aslında bir pisliktir, ondan temizlenmek ve sakınmak gerekir.” demez. Aksine onu tam bir sarahatle itiraf eder. Bununla da yetinmeyerek bir de güzel nimetlere yöneltir ve onlardan gereği gibi faydalanmaya davet eder. Bu hususu ayet-i kerimelerle tevsik edelim:



“(Ya Muhammed), de ki: -Allah’ınkulları için çıkardığı nimeti, temiz ve hoş rızıkları kim haram etmiş?.. De ki -On (lar), dünya hayatında iman edenler içindir. Kıyamet günü ise, yalnız (ve yalnız) onlara mahsustur.” (A’raf: 7/32)



  “Rabbınızın rızıkından yeyin ve O’na şükredin.” (Sebe: 34/15)



“Biz yeryüzünde olan şeylere, onlar için birer zinet verdik. (İnsanların) hangisinin ameli daha güzel, onları imtihan edelim diye...” (Kehf: 18/7)



“Ey adem oğulları, her mescit huzurunda zinetinizi alın (giyinin).” (A’raf: 7/31)



“Kadınlarınız sizin (evlat yetiştiren) tarlalarınızdır. O halde tarlanıza istediğiniz gibi, gelin.” (Bakara: 2/223)



Peygamberimiz (s.a.v.) de ilave eder, cinsi münasebette bile mükafat olduğunu belirtir ve buyurur ki:



“Sizin (her) birinizin (her) bir uzvunda (organında)sadaka (vermiş olmanın mükafatı) vardır. (Bunun üzerine bazı kimseler) dediler (ki), -Birimiz, şehvetinin, icabını yerine) getirse, sonra onun için (de) ecir (ve mükafat) var mı?.. (Bu soruya karşılık, Rasulullah (s.a.v.), buyur du (Ki) , Eğer (bu kimse) o (şehveti)ni haram (yol)da kullansa, o (kimse) ve günah (ve ceza) yok muydu?.. Ne dersiniz (siz)!... (Onlarda) -Evet, (vardı) dediler (Peygamberimiz (s.a.v.),) -(BU kimse) o (şehvveti) ni helal (yol) da kullandığı zaman, o (kimse) için, o (uzvu) nunda ecir (ve mükafat) ıvardır, buyurdu.15



(15) Müslim rivayet etti.



İslam, bedenle ilgili işlerin nasıl yürütüleceğini açık ve net hükümlere bağlamşıtır. Cinsel olayların hal yollarını belirten sarih hükümler getirdiği gibi abdest ve boy abdesti konularında açık ve net hükümler getirmiştir. Şöyle ki:



“(Ya Muhammed), sana kadınların ay başı halini sorarlar. De ki: -O bir ezadır, (pisliktir). Onun için hayız (ay başı) zamanında kadınlar(ınızla cinsi münasebet) ten uzak durun. Temizlendikleri vakte kadar kadınlarınıza yaklaşmayın. İyice temizlendiler mi, o zaman Allah’n size emrettiği yerden onlara girin.” (Bakara: 2/222)



“Oruç (günlerinizin) gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal edildi.” (Bakara: 2/187)



Artık hayati güce, bedeni, tertemiz, sevimli ve nur kaynağına sunulmuş olarak bundan daha sarih ve daha net kabul ve itirak olamaz.



İslam, cinsiyet konusunda, ruhi ve bedeni konular üzerinde titiz davrandığı gibi, erkeğin erkeklik, kadının da kadınlık vasfının açık ve kuvvetili olmasını ister. Kadınlara benzeyen ve kadınca hareketlere özenen erkeklerden ve erkeklere benzeyen ve erkekler gibi davranan kadınlardan hoşlanmaz. Çünkü İslam, sağlam fıtratı ve hikmetli yaratılışından ayrılmayan cinsi güce değer verir ve ona büyük bir hürmet gösterir. Yoksa ona ne bir fuhuş, ne de gevşeme, yumuşama kendini bırakma ve çözülme vasıtası olması bakımından hürmet etmez.



İslam, bedeni, ne hakir görür ne küçümer ve ne de onu bir pislik sayar. Bunun en büyük delili : İslamın bedeni, ibadetleri iştirak ettirmesi ve onu hiçbir zaman hesaba katmamazlık etmemesidir.



Özellikle namazda bu bağlantı ve katkı kendini göstermektedir. Ayrıca, abdestde bedeni bir işlemdir. -Her ne kadar abdestin ruhi manaları da varsa da -esas, onunla, namaza girmeden bedenin temizlenmesi kast edilmiştir. İçerisinde fikrin uyanıklığı ve ruhun hareketi de bulunmakla beraber, namaz da bir beden hareketidir. Beden namaz esnasında akıl ve ruhla iş birliği yapar. Onda hareket, huşu ve içtenlikle ortaklık eder. Temizliğin muhafazasına katkı yapar. Aksi taktirde namaz bozulur.



Oruç, aynıanda hem ruhi hem de bedeni harekettir. Geniş anlamıyla ibadet de böyledir. (İŞ) ibadeti... Allah’a yönelmek konusunda bedeni bir iş-birliğidir...