İ ş t e İ s l a m  b u r uh g ü c ü n e  bundan dolayı düşkündür ve bunda dolayı bu ruh gücünü birinci plana alır. Çünkü, maddi olay ve gerçekleri bina eden, maddi olayların ortamlarını meydana getiren, yapan ve yıkan, yerleştiren ve imha eden aslında bu ruh gücüdür.. Hakiki cevher budur. Madde ise bu cevhere giydirilen elbiselerden ibarettir...



Ruh terbiyesinde İslam’ın tuttuğu yol işte budur. Son derece derin, ihatalı ve geniş yol... İnsan varlığında var olan her teli akord eden, insanın her canlı yanına en uygun şekilde dokunup, düzenleyen prensip... Beşeri davaranışları tümü ile kuşatan ve dinliklerine kadar dalarak insana ait tekmil hareketleri çepçevre saran şaşmaz yol... Hiçbir şeyin elinden kurtulamadığı, hiçbir zerrenin gözünden kaçmadığı ve yolulndan şaşmadığı prensip...



Bu, öyle durup dinlenmek bilmeyen ve gecesi gündüzü olmayan sürekli bir promlemdir ki, yalnız insanın yaptığı işler ve takındığı tavırlar konusunda insanla beraber olmakla kalmaz, aynı zamanda iç alemindede insanla beraber olur... insanın duyguları ile dostluk kurar ve insan üzerine Allah’ın nurundan bol ışık hüzmeleri yığdırır...