Kur’an-ı Kerim insanı yalnız, Allah’ın harikalar yaratan, altalanmak bilmeyen eşsiz kudretine yöneltmekle kalmaz; aynı zamanda Allah’ın göklerde, yerde ve kalplerde bulunan şeylerin zerresini bile gözden çıkarmayan sınırsız ilmine de çevirir.



“Gaybın anahtarları O’nun yanındadır. Kendinden başkası bunları bilmez. Karada ve denizde ne  varsa hepsini O bilir. O’nun ilmi dışında bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıkları içindeki tek bir taneye yaş ve kuru (hiç bir şey)müstesna olmamak üzere hepsi apaçık bir kitaptadır.” (En’am: 38/59)



“Geceleyin sizi öldüren (öldürür gibi uyutan), gündüzün ne elde ettiğiniziibilen, sonra sizi o zaman (diriltircesine) uyandıran O’dur. Taki (böyle böyle) muayyen olan bir ecelin bir (ömrün) hükmü icra edilmiş ve tamamlanmış olusun. Yine düşününüz ancak O’nadır. (Bundan) sonra ise o, size (dünyada) ne yapardınız?... Haber verecektir.” (En’am: 8/60)



“Yere ne giriyor, oradan ne çıkıyor, oraya ne yükselip çıkıyorsa bilir o, çok esirgeyici, çok bağışlayıcıdır.” (Sebe: 34/2)



“O, görünmeyeni de görüneni de bilendir, çok büyüktür, her şeyden yücedirO.” (Ra’d: 13/9)



“Sizden sözünü kim gizledi, kim onu açıkladı, gace (karanlığında)gizlenen, gündüz yoluna giden kimdir? (Onun ilminde) birdir o. (Ra’d: 13/10)



O’nun ilmi olmaksızın hiçbir dişi gebe olmaz, doğurmazda, ömrü uzatılana çok ömür verilmesi (kısaltılanın) ömründen eksiltilmesinde hariç olmamak üzere (hepsi) bir kitapta (yazılı) dır. Şüphe yokki bu (nlar), Allah’a göre kolaydır.” (Fatır: 35/11)



“(Allah) gözlerin hain bakışını, göğüslerin gizleyeceği her şeyi bilir.” (Mü’minun: 40/19) 



“Nihayet dönüşünüz ancak banadır. (O vakit bende size ne yapıyordunuz, haber veririm.” (Lukman: 31/15)



“Oğulcağızım, hakikat (yaptığın iyilik veya kötülük) bir hardel tanesi kadar olsa dahi, bir kaya içinde, ya göklerde, yahut yerin içinde (gizlenmiş) olsa bile Allah onu getirir. (Medana çıkarır ve hesabını görür.) Çünkü Allah latiftir. Hakkıyla haberdardır.” (Lukman: 40/16)



“O (Allah), gizliyi de, gizlin daha gizlisini de bilir” (Taha: 20/7)



“Gör (ür gibi bil) medinmi ki göklerde ne var yerde ne varsa, Allah, şüphesiz (hepsini) bilir. Herhangi bir üçten bir fısıltı vaki olmaya görsü, muhakkak ki o, bunların dördüncüsüdür. Bir beşten vu ku’a gelmeye dursun, illa O, bunların altıncısıdır. Bundan daha az, daha çok vakı olmayadursun, illa o, nerede olsalar, bunların yanındadır. Sonra bütün yaptıklarını kıyamet gününde kendilerine haber verecektir, O. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” (Mücadile: 58/7)